Cumartesi, Mayıs 31, 2008

taksi!

Bir akşam bir şişe şarap aldım arkadaşlara gidiyorum. Taksiye bindim. Taksici elimdeki şarabı fark etti. Ben "alkolle alamam.." falan diyecek sanarken bambaşka bir mertebeden girişi yaptıydı: "Şarap öle durmaz yan durur.."

"Yıllarca burda kalacak değilim hocam 5 dakkalık yol?"
dediydim ben de. "Ha o başka mesele.." dediydi.




im juli


Kadife sesli dedik, romantik dedik, adam geldi her mikrofona karı-kız muhabbeti açtı gitti..



Cuma, Mayıs 30, 2008

mazhar özkan fuat


Hangimiz Fuat'la Özkan'ı en az bir kere karıştırmadık ki şu fani dünyada ha güzel kardeşim benim?..



Cahit Bey

Kıskanç Çocuk

İlk yarının son düdüğüdür
Otuz beş yaşında
Doğum günü pastasının mumlarını üflerken
Dudaklarından kazara 
süzülen ıslık sesi


Yirmi dört yılın daha vardı
Ansızın çekip gittin
Son pastanın mumlarını

Ne diye Abbas'a üflettin



puu..

newkidsontheblog.com'u almış lan herifin biri..

Perşembe, Mayıs 29, 2008

purp

"Balca'nın Duygu Yüklü Sayfaları"ndan bihaber bünyeyi İnternet kullanıcısı saymam!

Pazartesi, Mayıs 26, 2008

teknohaber

- Japonlar DVD okuyan CD Player yapmışlar.
- Naapalım?
- Nası naapalım lan?!




Yeter lan?! no:5

Tek ödemeyle ikinci bir avantajı/promosyonu anlatmak için "çift sarılı yumurta" görseli kullanmak.



yuhannes

İstiklal'de yürüyorum. Bir adam yanaştı gözleri kanlı. "Kardeş bu Galatasaray Lisesi ne tarafta kalıyor??" dedi. Dedim şu tarafta. Biraz durdu.. "Peki dedi Şişli ne tarafta??" O da dedim şu tarafta. "Peki dedi bu büyük bi çarşı var Akmerkez mi o? O nerde??" Gülerek uzaklaştım hemen ordan. Google Earth mü belledin lan beni allaan adamı..



Pazar, Mayıs 25, 2008

11


Altınbaşak yerken diline kıymık batacak gibi oluyor.

(seda)

ulan blogger..


Resim yüklerken de "Hizmet şartlarını kabul ediyorum" diye bi onay istiyor ya bu bizden. Köle miyiz lan biz ne hizmeti ne şartı?!

9

Laurel & Harddisc

8

Yalan

Zorla güzellik olmazmış
Peki ya annenin doğum sancısı?

dost

Bugün sabah eski bilgisayarımı kapının önüne koydum. Yıllardır duruyordu öylece içeri odada. 486 yatay kasa olanlardandı. Disketli falan.. Akşam bakkala giderken baktım hala orda duruyordu. Kimse almamış.

İlk evimize geldiği zamanları anımsadım. Ağbimle başına oturmak için kavgalar eder,
"Hassas alet.." diye üzerine titrerdik. Kapatınca mutlaka üzeri örtülürdü monitörünün ve bir şey gösterirken: "Monitöre elini değme!" derdi ağbim. "Çizilir."

CD'yi okuyucusuna koymada bile bir saygı vardı. Dünyanın en değerli mücevherini tutar gibi zarif ve masalsı bir yumuşaklıkla koyulurdu CD yuvasına ve kapatırken:
"Kapağından ittirme oğlum düğmesine bas şunun!" derdi ağbim. "Kırılır."

Sinclair'dan kalma bilgimle ben klavyesinin içinde sanardım tüm bilgileri. Halbuki onun aslanlar gibi 1 GB'lık bir harddisc'i ve 2 MB'lık kocaman bir hafızası vardı. Windows'u sürekli çökse de dosttu, DOS'tan girilirdi ve
oyun oynarken: "Tuşlara yavaş bas!" derdi ağbim. "Bozulur."

Bugün sabah kapının önüne koydum eski bilgisayarımı. Kimse almadı.

Hassas alet
ti.


Cumartesi, Mayıs 24, 2008

cihazcı

Bugün işitme cihazlarına baktım bi yere gidip. Kadın aleti öve öve bitiremedi. Yok şöyledir yok böyledir.. Tüm ünlüler bu cihazdan kullanır. Eşber Yağmurdereli, Demirel, Beethoven, Cilalı İbo, Ali Can Lakot!.. Her sesi duyarsınız bununla. Çok hafiftir, 1,4 gr. Her renkte kapak bulunur, pilleri şarj edilir, kimliklere pres yapılır! diye devam ediyodu ki bi ara "Hatta kullananların telefonlarını vereyim size arayın kendiniz sorun isterseniz" deyiverdi. Ben de "haaah... iyi o zaman Demirel'in cebi verin bana" dedim. Güldü. "Upuzun masalı toplantılara katılıyor Süleyman Bey onlarda bile çok rahat şu an" dedi. Hani "sen anca bakkalın önünde kasada oturursun var sen hesap et!" gibi bişi demeye mi getirdi nedir derken Demirel'in cebi kaşla göz arasında aldım ve kendisini aradım. İşte o görüşme:

- Alohğ??
- Baba n'aber?
- Kimsiniğs?
- Efendim siz galiba işitme cihazı almışsınız da..
- Ne gapmışım?!
- İşitme cihazı efendim.
- Alınmışsa, alınmıştır. Doğrudur.
- Doğru duruyorum efendim. Nasıl memnun musunuz cihazınızdan onun için aramıştım sizi.
- Eyi etmişsin delikanlı. Fevkalâde memnunum. Vatandaşıma tavsiye ederim. Tıpta ve bayındırlık ve iskanda çareler tükenmez.
- Çok teşekkürler efendim. Ben de düşünüyorum almayı en kısa zamanda.
- Gâyet tabiî düşünmelisindir. Bugün alınmazsa yarın alınır. Devlet güşlüdür. Vatandaşımın sıkıntısı nedir?
- Nerosensoriyel işitme kaybı var bende efendim. Yüksek frekanstaki sesleri duyamıyorum. Biraz ince bir durum benimkisi..
- Olsundur. Gereği neyse o yapılır. Yüce Türk Milleti bunu da sağduyuyla karşılar. Sağduyu beş duyudan üstündür.
- Tekrar teşekkür ederim efendim. Saygılar, iyi günler.
- Günler eyidir, yarınlar müreffehtir, devlet güşlüdür ve tüm yetkili kurumları görev başındadır. Ehemmiyetli olan ne duyduğun değil ne anladığındır. Binâenaleyh, sağırla yatan nerosensoriyel işitme kaybıyla kalkar. Bu kadar açıktır.



Perşembe, Mayıs 22, 2008

Yeter lan?! no:4


Özellikle sinema, tiyatro biletlerinin aslında çok pahalı olmadığını anlatmak için "Günde bir paket sigaraya şu kadar para veriyosunuz" örneklemesi.

(görsel ilk defa bu kadar uyumlu oldu gibi..not et bunu..)

7

Ezginin Günlüğü: 20 YTL + SSK!

Cumartesi, Mayıs 17, 2008

mantık hatası


Mantı ne tuhaf yemek di mi? Hamuru önce açıyosun sonra da kapatıyosun. E madem kapatacan ne açıyosun? Annaneme dediydim bunu bi kere "e oğlum içine kıyma koyuyoruz ya?" dediydi. Hah..

Cuma, Mayıs 16, 2008

4

Moustapha ne lan!?

Yeter lan?! no:3


"Farklıyız" ayağına, benzerlerinin arasında başka şekilli olan obje görseli.

hacım

Ben 5-6 yaşlarındayken, birinin kalemini, elindeki anahtarlığı falan " bi bakiim verecem lan ipne!" diye alıp, "hacizzzzzz!! hehea!" diye anırarak o eşyaya el koymak gibi manasız bir şaka peyda olmuştu. Ortamdaki diğer bebe de "ehea! Kerem'in anahtarlığı hacizledi olm herif!." diyerek pozisyona zenginlik katardı.

İşbu "hacizlemek" ve "hacizzz!" kelimeleri zaman içinde yerini "hacızlamak" ve "hacızzzz" a bıraktı. Sonra söylemesi kolay olduklarından bunlar da "hacılamak" ve "hacııı!" kelimelerine ötelenmişti gözümün önünde. Dedem de Ancyra'nın Ankara oluşuna şahidim diye anlatırdı. Atardı..hehea!


deve


Blogger'da yerleşim sekmesine gelende "Düzeni Düzenle" diye bi yazı çıkıyo ya tepede hasta ediyo beni.. "Uzunu uzat" gibi bişi.."Düzeni Değiştir" diyemediler zaar komünizme göz kırpar diye..


Perşembe, Mayıs 15, 2008

Untitled-1


Küçükken evde koştururken kafayı kalorifere vuracam diye çok korkardım.

Gir Bi Bak no:1

Bu köşede her hafta sizlerle beraber...eahh..sevdiğim ve göz atmada büyük faide olan siteleri tanıtıcam..ilk sitemiz Google:


Gelişmiş bir arama motoru.

İyi günler.

Yeter lan?! no:2

Deviantta şurda burda, "çok güzel bu foto!" yorumlarına "o senin güzelliğin" deme cimcimeliği.

(her zikin sonuna "canım benim" diye ekleştirme de yetti artık..)

Çarşamba, Mayıs 14, 2008

puff..


Geçen hafta eve hırsız girdi. Laptopım ve tabii tüm dökümanlarım uçtu. Eve gelip de bu vaziyeti görünce sinirden sigarayı kibrit kutusuna sürtüp ağzımdaki kibriti yakıyodum. Vay yanına goyum..

hah..

Cannes Film Festivali'yle Altın Portakalcılar ortaklaşa ödül verse ya "Kan Portakalı" deyu..

afy10


Arada derede kalmak hep kötü bişeydir ama Afyon da bunun ne ekmeğini yedi arkadaş!

şeker portakal

"Eh iyi" erkek oyuncu adayları:

1- Yalçın Dümer
2- Kerem Alışık
3- Cem Özer

Pazartesi, Mayıs 12, 2008

oha

"Fazıl Say nota bilmez.." diye konuşuluyo bu ara...

Cumartesi, Mayıs 10, 2008

bip!

ÖSS soruları çalınır ya bazı bazı, ÖSS sonuçları çalınsa ya bi kere de?