Pazar, Mayıs 25, 2008

dost

Bugün sabah eski bilgisayarımı kapının önüne koydum. Yıllardır duruyordu öylece içeri odada. 486 yatay kasa olanlardandı. Disketli falan.. Akşam bakkala giderken baktım hala orda duruyordu. Kimse almamış.

İlk evimize geldiği zamanları anımsadım. Ağbimle başına oturmak için kavgalar eder,
"Hassas alet.." diye üzerine titrerdik. Kapatınca mutlaka üzeri örtülürdü monitörünün ve bir şey gösterirken: "Monitöre elini değme!" derdi ağbim. "Çizilir."

CD'yi okuyucusuna koymada bile bir saygı vardı. Dünyanın en değerli mücevherini tutar gibi zarif ve masalsı bir yumuşaklıkla koyulurdu CD yuvasına ve kapatırken:
"Kapağından ittirme oğlum düğmesine bas şunun!" derdi ağbim. "Kırılır."

Sinclair'dan kalma bilgimle ben klavyesinin içinde sanardım tüm bilgileri. Halbuki onun aslanlar gibi 1 GB'lık bir harddisc'i ve 2 MB'lık kocaman bir hafızası vardı. Windows'u sürekli çökse de dosttu, DOS'tan girilirdi ve
oyun oynarken: "Tuşlara yavaş bas!" derdi ağbim. "Bozulur."

Bugün sabah kapının önüne koydum eski bilgisayarımı. Kimse almadı.

Hassas alet
ti.


Hiç yorum yok: