Bir akşam bir şişe şarap aldım arkadaşlara gidiyorum. Taksiye bindim. Taksici elimdeki şarabı fark etti. Ben "alkolle alamam.." falan diyecek sanarken bambaşka bir mertebeden girişi yaptıydı: "Şarap öle durmaz yan durur.."
"Yıllarca burda kalacak değilim hocam 5 dakkalık yol?" dediydim ben de. "Ha o başka mesele.." dediydi.
Cumartesi, Mayıs 31, 2008
Cuma, Mayıs 30, 2008
Perşembe, Mayıs 29, 2008
Pazartesi, Mayıs 26, 2008
yuhannes
İstiklal'de yürüyorum. Bir adam yanaştı gözleri kanlı. "Kardeş bu Galatasaray Lisesi ne tarafta kalıyor??" dedi. Dedim şu tarafta. Biraz durdu.. "Peki dedi Şişli ne tarafta??" O da dedim şu tarafta. "Peki dedi bu büyük bi çarşı var Akmerkez mi o? O nerde??" Gülerek uzaklaştım hemen ordan. Google Earth mü belledin lan beni allaan adamı..
Pazar, Mayıs 25, 2008
ulan blogger..
Resim yüklerken de "Hizmet şartlarını kabul ediyorum" diye bi onay istiyor ya bu bizden. Köle miyiz lan biz ne hizmeti ne şartı?!
dost
Bugün sabah eski bilgisayarımı kapının önüne koydum. Yıllardır duruyordu öylece içeri odada. 486 yatay kasa olanlardandı. Disketli falan.. Akşam bakkala giderken baktım hala orda duruyordu. Kimse almamış.
İlk evimize geldiği zamanları anımsadım. Ağbimle başına oturmak için kavgalar eder, "Hassas alet.." diye üzerine titrerdik. Kapatınca mutlaka üzeri örtülürdü monitörünün ve bir şey gösterirken: "Monitöre elini değme!" derdi ağbim. "Çizilir."
CD'yi okuyucusuna koymada bile bir saygı vardı. Dünyanın en değerli mücevherini tutar gibi zarif ve masalsı bir yumuşaklıkla koyulurdu CD yuvasına ve kapatırken: "Kapağından ittirme oğlum düğmesine bas şunun!" derdi ağbim. "Kırılır."
Sinclair'dan kalma bilgimle ben klavyesinin içinde sanardım tüm bilgileri. Halbuki onun aslanlar gibi 1 GB'lık bir harddisc'i ve 2 MB'lık kocaman bir hafızası vardı. Windows'u sürekli çökse de dosttu, DOS'tan girilirdi ve oyun oynarken: "Tuşlara yavaş bas!" derdi ağbim. "Bozulur."
Bugün sabah kapının önüne koydum eski bilgisayarımı. Kimse almadı.
Hassas aletti.
İlk evimize geldiği zamanları anımsadım. Ağbimle başına oturmak için kavgalar eder, "Hassas alet.." diye üzerine titrerdik. Kapatınca mutlaka üzeri örtülürdü monitörünün ve bir şey gösterirken: "Monitöre elini değme!" derdi ağbim. "Çizilir."
CD'yi okuyucusuna koymada bile bir saygı vardı. Dünyanın en değerli mücevherini tutar gibi zarif ve masalsı bir yumuşaklıkla koyulurdu CD yuvasına ve kapatırken: "Kapağından ittirme oğlum düğmesine bas şunun!" derdi ağbim. "Kırılır."
Sinclair'dan kalma bilgimle ben klavyesinin içinde sanardım tüm bilgileri. Halbuki onun aslanlar gibi 1 GB'lık bir harddisc'i ve 2 MB'lık kocaman bir hafızası vardı. Windows'u sürekli çökse de dosttu, DOS'tan girilirdi ve oyun oynarken: "Tuşlara yavaş bas!" derdi ağbim. "Bozulur."
Bugün sabah kapının önüne koydum eski bilgisayarımı. Kimse almadı.
Hassas aletti.
Cumartesi, Mayıs 24, 2008
cihazcı
Bugün işitme cihazlarına baktım bi yere gidip. Kadın aleti öve öve bitiremedi. Yok şöyledir yok böyledir.. Tüm ünlüler bu cihazdan kullanır. Eşber Yağmurdereli, Demirel, Beethoven, Cilalı İbo, Alican Lakot!.. Her sesi duyarsınız bununla. Çok hafiftir, 1,4 gr. Her renkte kapak bulunur, pilleri şarj edilir, kimliklere pres yapılır! diye devam ediyodu ki bi ara "Hatta kullananların telefonlarını vereyim size arayın kendiniz sorun isterseniz" deyiverdi. Ben de "haaah... iyi o zaman Demirel'in cebi verin bana" dedim. Güldü. "Upuzun masalı toplantılara katılıyor Süleyman Bey onlarda bile çok rahat şu an" dedi. Hani "sen anca bakkalın önünde kasada oturursun var sen hesap et!" gibi bişi demeye mi getirdi nedir derken Demirel'in cebi kaşla göz arasında aldım ve kendisini aradım. İşte o görüşme:
- Alohğ??
- Baba n'aber?
- Kimsinis?
- Efendim siz galiba işitme cihazı almışsınız da..
- Ne gapmışım?!
- İşitme cihazı efendim.
- Alınmışsa, alınmıştır. Doğrudur.
- Doğru duruyorum efendim. Nasıl memnun musunuz cihazınızdan onun için aramıştım sizi.
- Eyi etmişsin delikanlı. Fevkalâde memnunum. Vatandaşıma tavsiye ederim. Tıpta ve bayındırlık ve iskanda çareler tükenmez.
- Çok teşekkürler efendim. Ben de düşünüyorum almayı en kısa zamanda.
- Gâyet tabiî düşünmelisindir. Bugün alınmazsa yarın alınır. Devlet güşlüdür. Vatandaşımın sıkıntısı nedir?
- Nerosensoriyel işitme kaybı var bende efendim. Yüksek frekanstaki sesleri duyamıyorum. Biraz ince bir durum benimkisi..
- Olsundur. Gereği neyse o yapılır. Yüce Türk Milleti bunu da sağduyuyla karşılar. Sağduyu beş duyudan üstündür.
- Tekrar teşekkür ederim efendim. Saygılar, iyi günler.
- Günler eyidir, yarınlar müreffehtir, devlet güşlüdür ve tüm yetkili kurumları görev başındadır. Ehemmiyetli olan ne duyduğun değil ne anladığındır. Binâenaleyh, sağırla yatan nerosensoriyel işitme kaybıyla kalkar. Bu kadar açıktır.
- Alohğ??
- Baba n'aber?
- Kimsinis?
- Efendim siz galiba işitme cihazı almışsınız da..
- Ne gapmışım?!
- İşitme cihazı efendim.
- Alınmışsa, alınmıştır. Doğrudur.
- Doğru duruyorum efendim. Nasıl memnun musunuz cihazınızdan onun için aramıştım sizi.
- Eyi etmişsin delikanlı. Fevkalâde memnunum. Vatandaşıma tavsiye ederim. Tıpta ve bayındırlık ve iskanda çareler tükenmez.
- Çok teşekkürler efendim. Ben de düşünüyorum almayı en kısa zamanda.
- Gâyet tabiî düşünmelisindir. Bugün alınmazsa yarın alınır. Devlet güşlüdür. Vatandaşımın sıkıntısı nedir?
- Nerosensoriyel işitme kaybı var bende efendim. Yüksek frekanstaki sesleri duyamıyorum. Biraz ince bir durum benimkisi..
- Olsundur. Gereği neyse o yapılır. Yüce Türk Milleti bunu da sağduyuyla karşılar. Sağduyu beş duyudan üstündür.
- Tekrar teşekkür ederim efendim. Saygılar, iyi günler.
- Günler eyidir, yarınlar müreffehtir, devlet güşlüdür ve tüm yetkili kurumları görev başındadır. Ehemmiyetli olan ne duyduğun değil ne anladığındır. Binâenaleyh, sağırla yatan nerosensoriyel işitme kaybıyla kalkar. Bu kadar açıktır.
Perşembe, Mayıs 22, 2008
Yeter lan?! no:4
Özellikle sinema, tiyatro biletlerinin aslında çok pahalı olmadığını anlatmak için "Günde bir paket sigaraya şu kadar para veriyosunuz" örneklemesi.
(görsel ilk defa bu kadar uyumlu oldu gibi..not et bunu..)
Cumartesi, Mayıs 17, 2008
mantık hatası
Mantı ne tuhaf yemek di mi? Hamuru önce açıyosun sonra da kapatıyosun. E madem kapatacan ne açıyosun? Annaneme dediydim bunu bi kere "e oğlum içine kıyma koyuyoruz ya?" dediydi. Hah..
Cuma, Mayıs 16, 2008
hacım
Ben 5-6 yaşlarındayken, birinin kalemini, elindeki anahtarlığı falan " bi bakiim verecem lan ipne!" diye alıp, "hacizzzzzz!! hehea!" diye anırarak o eşyaya el koymak gibi manasız bir şaka peyda olmuştu. Ortamdaki diğer bebe de "ehea! Kerem'in anahtarlığı hacizledi olm herif!." diyerek pozisyona zenginlik katardı.
İşbu "hacizlemek" ve "hacizzz!" kelimeleri zaman içinde yerini "hacızlamak" ve "hacızzzz" a bıraktı. Sonra söylemesi kolay olduklarından bunlar da "hacılamak" ve "hacııı!" kelimelerine ötelenmişti gözümün önünde. Dedem de Ancyra'nın Ankara oluşuna şahidim diye anlatırdı. Atardı..hehea!
İşbu "hacizlemek" ve "hacizzz!" kelimeleri zaman içinde yerini "hacızlamak" ve "hacızzzz" a bıraktı. Sonra söylemesi kolay olduklarından bunlar da "hacılamak" ve "hacııı!" kelimelerine ötelenmişti gözümün önünde. Dedem de Ancyra'nın Ankara oluşuna şahidim diye anlatırdı. Atardı..hehea!
Perşembe, Mayıs 15, 2008
Gir Bi Bak no:1
Yeter lan?! no:2
Çarşamba, Mayıs 14, 2008
puff..
Geçen hafta eve hırsız girdi. Laptopım ve tabii tüm dökümanlarım uçtu. Eve gelip de bu vaziyeti görünce sinirden sigarayı kibrit kutusuna sürtüp ağzımdaki kibriti yakıyodum. Vay yanına goyum..
Pazartesi, Mayıs 12, 2008
Cumartesi, Mayıs 10, 2008
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)